Belki de her zaman ikinci olanı birinci yapmaya çalışmak gibi isteklerim olduğundan, kalemler arasında en az mürekkebi olanla yazmayı seçtim... Harflerin yarısı koyu, yarısı ince ve soluk. Tükenmeye yüz tutmuş şeyleri yeniden diriltme çabası bendeki. Kötü olan bir şeyi iyi gibi hissetmek ve iyi olmasına çabalamak. Soluk çıkan harfin üstünden tekrar gitmek... Ama farkettiğim bir şey var, ne zaman bir harfin üstünden gitsem eskisinden daha kötü bir görünümü oluyor. Belki de kötü bir görünüm olmaması için düzeltmemek sadece devam etmek gerekiyor. Çünkü düzeltince ya daha koyu ya da şekilsiz oluyor. Gerçi şöyle bir baktığında hata en başta o kalemle yazıya başlamakta ama insan bir şeye takılınca bırakamıyor. Her neyse fazla zırvalamıyım, olmuyorsa kasmayacaksın abi, bir kalem düzgün yazmıyorsa mürekkebi fazla olanı alıcaksın. Yazdıkların sorunsuz ve kesintisiz olacak. Soluk yazmaya başladığı an değiştireceksin.
Mürekkebi bitenden hayır gelmez. İkinci çizgiyi çizmeye çalışırsan "Hayır!" gelir...
Artık uzatmak istemiyorum...
Kalemden kastımı anladın sen... ben kalemimi çoktan değiştirdim. Ya sen?