16 Eylül 2010 Perşembe

Çok bekler miyim dersin?

Toprak ölünün üstüne örtüldüğünde içinizdeki ateşin yavaşça kaybolduğunu hissedersiniz. Kişinin kabre girmesiyle öldüğünün somutlaştığından mıdır yoksa toprağın soğukluğunun aynı zamanda içimizdeki ateşe de örtüldüğünden midir bilinmez.Kabullenmek artık daha kolaydır ve kısa zaman sonra buna alışılır.Benim ölmelerimse farklı.İçimdeki ateşi söndürecek soyut bi toprak bile yok.Üstelik öyle bi ateş ki bu küllerini daha hiç göremedim. İçindeki kor her nasılsa her defasında daha da alevleniyor.O'nun her sıkıntısı benim ve ailem için ölüm gibi.Çaresizlik hat safhada.Bağırmaktan, üzülmekten ve dua etmekten başka yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmaması delirtiyo bizi.Sürekli bunalım takılan, durduk yere kendine sıkıntı üretip üzülen insanlardan nefret ederim.Ben öyle değilim.Kesinlikle değilim!Çok büyük dertlerim var.Gerçekten.Gündelik işlerimin hiçbirini tam anlamıyla yapamıyorum.Bikaç gündür yemek nedir unuttum mesela. Ama bunları kimseye söylemiyorum. Dert anlatmıyorum.Yakınmıyorum. Üzüntümü hep içimde yaşarım.Zaten ne kadar anlatsam da başkasının anlayabileceğini sanmıyorum.Boşa konuşmaktan, boşa gözyaşı dökmekten ve onun beynine etmekten başka bişey yapmamış olcağımı biliyorum.Tek isteğim düzelmesi.Her insan gibi normal olması.

Bu yolları aşıp düzlüğe çıkabilecek miyiz.
.Bilmiyorum!
Sabredebilecek miyiz.
.Bilmiyorm!
Ve bizi daha neler bekliyor.
.Bilmiyorum!

Lanet olsun ki Ben hiçbir şey Bilmiyorum!

Her zaman olduğu gibi bekliyorum. Bize bir gün gelecek ve hepimizin yüzünü güldürecek Mutluluğu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen de yaz yaz yaz bi kenara yaz bütün sözlerini