1 Aralık 2010 Çarşamba
Ölmesin bile diyemiyorum
Geçen hafta çarşamba günü oldu olay. Öğlen 12-1 civarları uyandım. Yatağımda uzanmış televizyon izliyodum ve henüz ayılamamıştım. Abimin balkondan ilk atlamasından sonra balkon ona yasaklanmıştı. Mutfağa girdiğinde de mutlaka birimiz yanında gidiyorduk, yalnız bırakmıyorduk onu. Bikaç kere balkondan bakmak istemişti. Sanırım nasıl atladım falan diye düşündü bakarken. O gün de televizyon izlerken balkon kapısının sesini duydum. Hemen kalktım yatağımdan balkona koştum. Baktım abim balkona çıkmış aşağı doğru bakıyor. "Napıyosun abi balkon pis çıplak ayakla basmışsın hep hemen gir içeri" dedim. Bahaneydi aslında bu saydıklarım belki o da biliyodu. Tuttum kolundan içeri aldım sonra da o görmeden kapıyı kilitleyip kapının anahtarlarını odamdaki çekmeceye sakladım. Evde sigara sadece mutfakta içildiğinden sigara içme süresi içinde o kapı genelde açılırdı. Abim dakika başı mutfağa girmeye başladı. Zaten çok sıkıntılıydı anlamıştım. Balkona çıkmaya çalıştığı da bariz belliydi. Sürekli bi bahaneyle mutfağa gidip kimse yokken kapıyı zorluyodu. Sigara içerken elini gördüm. Kapıyı zorlamaktan kızarmış kan toplamıştı avucunun içi. Bişeylerin ters gittiğinin farkındaydım ama babam durumu anlamamıştı. Ona söyleyip durumu daha da karıştırmak istemiyodum. O yüzden her an abimin takibindeydim. Bikaç saat hiç bıkmadan o kapıyı zorladı. Her defasında su içicem, sigara içicem bahanesiyle mutfaktaydı, tabi ben de yanında. Yanına gittiğimde onu takip ediyo havası vermiyodum tabi. Ben de hep bi bahaneyle ordaydım. Yalandan "su içiyodum, napıyosun canım sıkıldı" diye yanına oturuyodum ama onun beni düşünecek bana cevap verecek hali yoktu. Yine de o kadar uyanıktı ki su içicem bahanesiyle mutfağa gidip önce kapının yanındaki camı açıyo daha sonra da benim geleceğimi anlayıp hemen su içiyo gibi yapıyodu. Aslında o kadar saftır ki abim bu gibi olaylarda hastalığından dolayı çok farklı düşünüyor ya da gördüğü şeyler düşündürüyor.Kapıyı zorlama çalışmaları hiç usanmadan devam edince boşuna açmaya çalışma o kapıyı kilitli dedim. Hee kilitli mi tamam gibisine bişeyler geveledi. Bu sefer sıra kapının yanındaki pencereye geldi. Mutfağa her girdiğinde açıyo ben de o mutfaktan çıkar çıkmaz kapatıyodum. Akşam oldu ve nihayet annem geldi. Sigara içeceğini kapının anahtarının nerde olduğunu sordu. Ben de abimin sabahtan beri balkona çıkmaya çalıştığını kapıyı değil de camı açmasını söyledim. O da anladı durumu ve abimi kollamaya başladı. Odamda oturuyodum ama abimin anneme dediklerini duyabiliyodum. " Anne kapıyı açsana azcık hava gelsin" O kapıyı açtırmak için bu cümleyi kaç kere tekrarladı hatırlamıyorum. Annem de anahtarın nerde olduğunu bilmediğini söyledi. Saatler geçiyor ve abim bi türlü pes etmiyodu. Babam olayı hala anlamamıştı. Sıkıntılı olduğunun farkındaydı ama balkona çıkmaya çalıştığını bilmiyodu. Akşam 9-10 civarları abim hala bi bahaneyle mutfağa gidiyodu. Hepimiz salondaydık. Ya ben ya da annem arkasından hemen gidiyoduk. Annemin gittiği bi sıra babama durumu anlattım. Bu kez babam baya tedirgin oldu. Abim sürekli bi bahaneyle mutfağa gidince o da olayı iyice anladı ve sinirlendi. " Bi daha girmiceksin mutfağa yasaklıyorum" diye kükredi. Canım abim de korkusundan geldi oturdu yanımıza. Ama o kadar sıkıntılıydı ki kendisini mutfağa girmemek için zor tutuyodu anlayabiliyordum. Gördüğü şeylerden ya da duyduğu seslerden dolayı da bi hayli korkuyodu belliydi. Korkan bi insan nasıl hızlı hızlı nefes alır aynı öyle nefes alışları vardı. Hem çok üzülüyodum hem de balkona çıkmaya çalıştığı için elimde olmadan kızıyodum. Sabahtan beri peşinde dolanmaktan da bi hayli yorulmuştum bu da beni iyice sinirli yapmıştı. Abim mutfakta sigara içerken anneme "bu bugün bişey yapacak ben sana söyliyim" dedim. Aslında amacım abimin duyup aklını başına toplamasıydı. Gerçi aklı başında değildi ama belki bi faydası olur diye öyle demiştim. Ama gerçekten aynı zamanda o gece bişeyler olcağını hissedebiliyodum. Derken saat 1i gösterdi. Babam abimle uyuduğundan annem salonda yatmayı tercih etti. Abimi yatağına yatak odasına yatırdık, annem de işe gideceğinden bi an önce kapısını çekti uyudu. Uyumadan önce de abimi kollamamı yalnız bırakmamamı söyledi. Babam abimin odasında bilgisayarda oyun oynuyodu, ben de kendi odamda bilgisayar başındaydım. Aynı zamanda televizyon da açıktı. Abim geldi yanıma oturdu. Napıyosun kardeşim dedi ve o gün ilk defa kendisi gibi bakarak gözlerime bakıp güldü. Ben de oturuyorum abicim iyi misin dedim. Evet dedi sadece. Sonra çekirdek yicem ben dedi. Yine bi bahane dedim içimden, iyi falan değil işte. Sen otur ben getiririm çekirdeğini dedim. Gittim koydum çekirdeğini önüne bi çırpıda hepsini yedi. Sonra ben şunları mutfağa bırakıyım dedi. Sen otur ben bırakırım diyecek oldum ama bişey beni engelledi. Onu takip ettiğimi anlamasından korktum biraz da. O gitsin arkasından da ben giderim bi bahaneyle diye düşündüm. Gitti mutfağa arkasından 5 saniye sonra ben ayaklandım. Mutfaktan sandalyenin gürültüsü geldi. Saniyede anlayıp mutfağa koştum. Camın önünde üst üste geçirilmiş sandalyeler duruyodu. Oraya basıp balkona çıktı diye düşündüm. Düşündüğüm de doğruydu. Babam annem ve ben ses gelince aynı anda mutfağa koştuk. Ama yetişemedik.. O kadar paniklemiştik ki mutfakta sadece dönüp duruyoduk anahtarı arıyodum sanki nereye koyduğumu bilmiyomuş gibi.. Sonra babama bağırdım camdan atla diye. Camdan çıktı aşağı baktı ve orda dedi. Annemle ben bağırarak ağlamaya başladık. Babam durdurdu bizi " SAKIN! SAKIN BAĞIRMICAKSINIZ. SESİNİZİ DUYMICAM" dedi. Bunu demesinin nedeni de komşuların duymasını istememesiydi. Daha önceki düştüğünde Bakırköye tekrar göndermesinler diye çok uğraşmıştık, başarmıştık da. Polis işin içine girmesin diye sesimizi çıkarmamızı istemiyodu. Hastaneye de kendisi getircekti belli ki. İçimizdeki acıyla bi yandan çığlıklarımızı bastırmaya çalışarak koştuk dışarıya. Bu sefer daha yüksek yerden atlamıştı. İlk atladığında iyi ki oraya atlamamış oraya atlasaydı ölürdü diye yorumlar yapmıştık. Bunu bildiğimizden çıplak ayaklarla koştuk aşağıya. Yanına geldiğimde yattığı yer göl gibi kandı. Ne ağlayabiliyodum doyasıya ne de bişey yapabiliyodum. Abim iyi misin neren kanıyo dedim. Cevap vermedi. Kafası kanıyo diye çok korkuyodum. Neyse ki bütün kan kolundan akıyodu. Zemine değil de demire düşmüş. Demir resmen aşağı doğru eğilmişti. Bi kancası da abimin koluna geçmişti. Babam ambulans çağırmıcaksın dedi. Arabayı yanaştırdı. Annemle ben yalvarıyoduk babama. Bişey olur arabada nolur çağırıyım baba diyodum. İzin vermedi. Arabayı yanaştırdı abimin koltuk altlarından tutup çekmeye başladı. Çok fazla bağırdı abim. Bırak diye bağırdım en son. Bırak dedim ambulans çağırıcam. Koşarak eve çıktım telefonumu aldım ve ambulans çağırdım. Çağıramadım da doğru dürüst ağladığım için adresi anlayamıyolardı. Annemin bağırmalarından 2. kattaki komşu çıktı. Aşağı indi annemi sakinleştiriyodu. O sırada annemle abim konuşmaya başladı. Niye yaptın oğlum bunu bize dedi annem. "Annecim çok üstüme geldiler sabahtan beri atla diyolar. Bütün arkadaşların burda yanımızda, ahirette seni bekliyolar seni çok güzel bi hayat bekliyo dediler. Çok uğraştım annecim. Dayanamadım. Ben artık ölmek istiyorum. Yaşamak istemiyorum anne." dedi. Hem dediklerinden dolayı ağlıyodum hem bulunduğu durumdan ağlıyodum. Annem öyle deme oğlum bak bişey olmadı dedi. Abim " Bu kez öldüm anne. Bu kez öldüm ben." dedi. Anneme sarıldım. toparlamaya çalışıyodum onu. Herkesin tutuncağı tek dayanağı bendim. Annemi komşuya emanet ettikten sonra ambulansın geleceği yere koştum. Yolda deli gibi ağlıyodum. Benim yüzümden oldu diyodum. Benim yüzümden! Eğer ben onu göndermeyip kendim gitseydim mutfağa böyle olmıcaktı hiçbi şey. 10 dk sonra ambulans geldi ve hastaneye getirdik. Babamı yalnız bırakmak istemedim. Perişandı. Tam anlamıyla perişan. Annem ambulansla gitti. Arabayı sürerken. " Başaramadık kübra. Biz kaybettik" dedi bana."Nerde hata yaptık biz acaba. Nasıl yaptı bunu bize" dedi. Bi yandan ağlıyodum bi yandan ona açıklama yapıyodum. " Onun elinde değil baba sen de biliyosun o böyle olmasını istemiyo ki" dedim. Hastaneye geldiğinde gayet iyiydi abim. Sol bacağının uyluk kemiği midir nedir dizinin üstündeki kemik kırık ve kolunda yarılma var. O kadar yüksekten düşmesine rağmen ne iç organlarında bişeyi vardı ne de beyninde Allaha şükür. Bacağı alçıya alındı kolu sarıldı sonra servise aldılar. Bacağından ameliyat olcak platin takılcak dediler. Odada bana " arkadaşlarına söyleme kübra tamam mı" dedi. O kadar zordu ki yanında ağlayamamak. Annemlerin yanında ağlayamamak.. Hiçbişey olmamıştı ta ki doktorların ihmalsizliğine kadar. Ertesi gün öğleden sonra uykuya daldı daha doğrusu biz öyle sandık. Hiç hareket etmiyodu cevap ve tepki vermiyodu. Sadece inliyodu. Hemşireleri çağırdık ilaçlardan olabilir dediler. Doktor 3 saat sonra geldi. Geldiğinde de bilinci kapalı bunun hemen yoğun bakıma alıyoruz dedi. Bu anlattıklarım bi hastanede geçmedi tabi. 4 kez 2 hastane arasında paslayıp durdular abimi. Acil yoğun bakıma alındı. Doktora sorduğumuzda da şöyle dedi: Uyluk kemiği kırılması en tehlikeli kırılmadır. Genelde bu kırılmayla insanlar anında ölür. Kemiğin içindeki ilik kemik kırıldığından dolayı akciğere gidiyor ve orda tıkanma yapıyor. Haliyle abim kendisi nefes alamıyor ve makineye bağlanıyor. Hala makine yardımıyla nefes alıyor. Son 2 gündür hareket etmeye başladı. Sese ve acıya tepki veriyomuş hemşirelerin demesi öyle. Babam ve teyzem girdi bi kere yanına. İkisine de ben geldim deyince tepki vermiş. Boğazından hırıltı çıkarmış. Oksijen olduğu için ancak öyle tepki verebiliyo dedi hemşire. Son 2 gündür de kollarını ve vücudunu kımıldatmaya başladı. İyi yönde bi ilerleme dedi doktor ama hala kendisi nefes alamıyor. Bekliyoruz. Bir hafta oldu.. Dua etmekten başka yapabilceğimiz hiçbir şey yok maalesef. Allah onu benden ayırmasın. Ya da bilmiyorum gerçekten böyle düşünerek bencillik mi yapıyorum. Eğer hayatta olursa daha çok acı çeker diye de korkuyorum. Eğer acı çekecekse.. Böyle deyince de kendime çok kızıyorum. O olmadan yapamam. Onun için en hayırlısı neyse o olsun demekten başka bişey diyemiyorum..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok geçmiş olsun canım. Umarım bir an önce iyileşir, her şeye rağmen yaşaması daha iyidir inan bana.
YanıtlaSilyaşadıklarınız çok zor :(((
YanıtlaSilokudukça üzüldüm... çok geçmiş olsun... en kısa zamanda iyileşir dilerim...
YanıtlaSilAllah şifa versin demekten başka yapabileceğimiz bişi yok sanırım :(
YanıtlaSilAbin.
YanıtlaSilÇok acı çekiyor...
Ne söylenebilir ki, geçmiş olsun demek bile komik kaçıyor... Üzgünüm gerçekten.
YanıtlaSilSEN BİR BAŞKA, BAMBAŞKA KARDEŞSİN.:))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim hepinize. Geçti gitti Allahtan. rosemary sana ayrıca teşekkür ederim yorumun için ama benim yerimde kim olsa aynı şeyleri hisseder aynı şeyleri yapardı. Allah kimseye yaşatmasın tabi orası ayrı.
YanıtlaSil